5 Aralık 2013 Perşembe

Kayıkçı Kavgası (Mı Acaba?)

"Üzerinde çok medeniyetler kurulmuş topraklarda yaşayan İMPARATORLUK BAKİYESİ HALKLAR içinde, GÜCÜ ELİNE GEÇİRENİN DOĞRU SÖYLEDİĞİ VE DOĞRU YAPTIĞINA dair genel kabuller insanlık tarihinin değişmezidir." yazmış bir meslektaşım, üstadım Av. Faik IŞIK.Doğru bir tespit. Sanırım bu alışkanlığı, bu algıyı yıkmak için birkaç asır daha geçmesi gerekiyor. Neticede yaşadığımız topraklar, hem din hem devlet adamlığının henüz bir asırdan daha kısa süre önce ayrıldığı bir yer. Yine aynı üstadımın tespiti odur ki batıda türlü hükümdarların hayalidir Papa olmak. Hem kral hem papa. Pehhh. Oysa çok değil, bir asır önce bizi yöneten adam, iktidarı babasından miras olarak devralmıştı ve hem padişah hem de halife idi. Orta şarkta gayet normaldi bu durum.AK Partiyle, kendine "hizmet hareketi" diyen Gülen Cemaati arasındaki sürtüşmeyi bunu göz önüne alarak izlemek şart oldu.Etrafında danışman ordusuyla gezen, tarihimizde hiç olmadığı kadar danışman istihdam ettiği halde kimseye tek bir hususta dahi danışmayan başbakanımız, son bir kaç yıldır halife olmasa da mareşal olmaya çalıştı. Dış politikamız buna göre şekillendirildi. Hükümet tarafından "İsraile rağmen, Amerika için" diyebileceğimiz bir dış siyaset güdüldü. Bu yüzdendir ki İsraille bu kadar sürtüşme yaşanmasına rağmen Türkiye ve iktidar, Amerika tarafından gözden çıkarılmadı. Wikileaks belgelerini dikkatli okuyanlar bunu zaten görecektir.Okyanus ötesindeki şahsın koordinatörlüğündeki hareket, katıksız bir Amerikancı siyaset gütme taraftarı olduğundan, istemeye istemeye bunu sineye çekti ama bu güne kadar iktidar bir şekilde paylaşıldı. Karşılıklı ödünler verildi, baştaki lidere biat edilir görünüldü, vs... Yani siz, biz, ben, mevcut hükümeti ziyadesiyle Amerikancı görürken (bu memlekette aksi pek mümkün değildir ya, neyse), Amerikanya menfaatine yeterince çalışılmadığı kanaatinde olanlar vardı.Ne zaman ki başbakanın sağlığı bozuldu, fiziksel olarak aksadı, iç çekişmeler hemen gün yüzüne çıktı. Ne zaman Suriye ve İran politikası sertleşti, hizmet bastırdı. Ne zaman Rusyayla Türkiye yakınlaşsa, hizmet hareketi hemen müdahale etme gayretine girişti çünkü, Rusya bazı hareketlere, okullara geçit vermedi.Şimdilerde bir dershane kavgasıdır gidiyor. Sektörde en az %25 ağırlığı olan hizmet hareketi, kalan %75'i de öne sürerek bu işe şiddetle karşı çıkıyor. Bezmi Alem Valide Sultan Camisinde var olduğu iddia edilen bira kutusunun sonradan konulduğunu dahi açık eder hale geldiler. (Kıptinin merdi secaat ederken sirkatin söylermiş)Başbakan bu güne kadar Siyasal İslamın hep politik ve görüntüde ticari kısmına hakimmiş gibi bir hava yaratıldı. Hoca efendi (!) ise daima "estağfurullah, yok öyle bir şey" demesine rağmen pekala günümüz halifesi olarak lanse edildi. Ne zaman ki hizmet hareketi artık görüntüde de olsa siyasette öne çıkmaya gayret etti, iki erki de eline almaya çalıştı, işte orada film koptu. Uhrevi (!) lider harekete geçince, dünyevi lider de karşı hamlesini yaptı. Hareketin şah damarına bıçağı dayadı. O şah damarı ki otuz yıldır halifenin insan kaynakları yönetimine kaynak sağlamakta. Türlü sebeplerle ocağına düşürdüğü sabilerin beynini yıkayıp yetiştirdi, bürokrasiye, ticarete hakim olmaya kalktı. Fenerbahçe Spor Kulübü operasyonunda bataklığa saplandı ve tökezleyebileceği anlaşıldı. Biraz da bundan sonradır ki durdurulabileceği inancıyla karşı hamleler yapıldı. Bu güne kadar satranç hep perdenin arkasında oynandığından, çoğumuz farkına varamadık. Peki şimdi ne olacak?Unutmayalım ki bu mücadele Türkün mücadelesi, kavgası değil. Bu aslında Amerikanın, İsrailin, Rusyanın, Almanyanın ve adı geçmese de yüz yıllardır her taşın altından çıkan Britanyanın kavgası. Çin de dahil olur mu bilmem. (Başbakanın Şangay Beşlisi çıkışı denkleme Çini katabilir) Elimizden gelenler sınırlı, çözüm sadece içeride değil.Tarafların tamamı kapitalist, tamamı tacir. Dolayısıyla, money talks. Borular döşenir de Almanyaya gaz giderse Avrupa geri çekilir (Batının İran politikasındaki dönüşüme bir de bu gözle bakın). Bu gazı Rusya satarsa ya da fiyatını belirlerse bal badem olur (Güvenlik Konseyinde İrana ambargoya biz "hayır" derken Rusya neden karşı çıkmadı acaba?) Radarı zaten Çin kuruyor, doğu da tamamdır. Donanma komple TCG Hasdal'a bindirildiğinden İngiltere rahat. İş kala kala İsraille Amerika arasında denge kurmaya kalır ki memleketin sağ politikacılarının en iyi oynadığı iptir bu. İsrailin varlığı güvenceye alınır (yine İran çıktı bak), Amerikanın BOP emelleri de gerçekleşirse sorun biter.Dershanelere bir geçiş süreci tanınır, vergi denetçileri şirketlerden çekilir, araya bir dış gezi sıkıştırılır. İşlem tamamdır.


Hiç yorum yok: